grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

MUHALEFETİN; MUHALEFETE, MUHALEFETİ…

Hakaret, ifşa iftira… Tek bir amaç karşılığı. Kapağı meclise atmak, ego tatmini… Meydanlarda, TV ekranlarında Lafazanlık tavan yapıyor.

Gündem Yayın: 04 Mayıs 2023 - Perşembe - Güncelleme: 04.05.2023 11:44:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

MUHALEFETİN; MUHALEFETE, MUHALEFETİ…

Hakaret, ifşa iftira… Tek bir amaç karşılığı. Kapağı meclise atmak, ego tatmini… Meydanlarda, TV ekranlarında Lafazanlık tavan yapıyor.

Beylerin keyfi yerinde maşallah. Ülke bunların umurunda bile değil. Kazanmakta, kaybetmekte umurlarında değil. Kendilerine biçilen değerin hakkını verme telaşındalar. Ana muhalefet kaybetsin istiyorlar. İktidarla dertleri yok. İktidardan besleniyor. İktidarın borazanlığını yapıyorlar… Muhalefet muhalefete ders vermek istiyor. Arsız ve utanmazlar. Bu ülkede utanmazlığı alkışlayan bunların arkasına takılmış bir de kitle var… Kendilerine yer bulmamış olsalar bu kadar aymazca, küstahça meydanlara koşabilirler mi? Milyonlarca lira parayı TV sahiplerinin cebine aktarıp yalvar yakar olurla mı? Hadi be sen haklı değilsin. Gerçekte bölücü olan sensin!

Çıkar odaklı siyaset.

Ülke ölüyor, Muharrem İnce ‘Ego’ derdinde… Millet ittifakı yüzde 30 üzerinde oy almasın istiyor. Zekâ engelli bu adam kendini çok akıllı zannediyor! Utanmadan, sıkılmadan ülkenin ölümünü seyrediyor. Önder Aksakal’ın tek derdi ‘kapağı meclise’ atmak. Adları ‘Millet, Demokratik Sol’ olmuş bu siyasi yapılar ‘Parti Levhasından’ öteye olmayan, toplumda anlamsız kuruluşlar. Kendi tepesinde, kendilerine yer arayan kimliksizlik. Hani bunlar demokrattı. Hani bunlar Sosyalisti? Bunlar çıkar odaklı oyuncaklar. Bunları kullanıyorlar. Seçilecek, görev yapacak kadroları yok. Bir projeleri yok. Meydanlarda safsata satıyorlar. Cek caklarla konuşuyor. Kendi inanmadıkları yalanları millete enjekte ediyorlar. Hem de sıkılmadan. Utanmadan. Ar duymadan.

Bakın Mehmet Çelebi şimdi nerede? Ödüllendirildi mi? Hayır… Metin Feyzioğlu ödülünü aldı. İtibarını sıfırladı. Her fırsatta ideolojilerini satanlar kendilerinin de satıldığının farkında olmalarının tek adresi Halkın kendisi… Halk bunlara 5 para etmediklerinin sonucunu vermeli. Burunları kırılmalı ki. Şeref ve haysiyetin niteliğini anlamalı.

Millet açlıktan kıvranırken. Yoksulluktan kıpırdayamaz hale gelmişken, deprem yaraları sarılmayı beklerken, her şey bir kenara itilmiş, Sultanizmin devamı için iktidar devlet bütçesini, olanaklarını sonuna kadar sınırsızca kullanırken Muharrem İnce’nin de, Önder Aksakal’ında vatan, millet aşkı yerin dibine batsın. Bu millet; beslemelerden bıkmadıysa kendi bileceği…

Şeref yoksunu siyasetçi için bunlar hiç önemli değil…

Afganistan'dan yola çıkıp, boydan boya İran'ı geçiyorlar, sınırımızdan yürüye yürüye Türkiye'ye giriyorlar. Sayıları 4 milyonu geçmiş… Suriyeli sınırları elek yapmış sayıları 7 milyonu geçmiş. Tepede oturanlar üç paraya AB ülkelerine mülteci kampı, sınır bekçiliği üstlenmiş, ülkenin içine edilmiş. Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu çöplüğüne dönüşmüş. Türk parası gavur parasıyla 5 Cent etmiyor. Enflasyon tavan yapmış. En vasat araba fiyatı 700 bin lira, oturulması bile mümkün olmayan apartman dairesi 1, milyon 500 bin ile 10 milyon lira olmuş. Beyler, Nerede üretildiği bilinmeyen, ‘Togg’ diyor. Motoru olmayan Tankı, Çıkartma gemisini ‘uçak gemisi’ diye yutturan yalanlarına inanmışlar. Tank fabrikası satılmış. Katar’a ülke pazarlanmış. Bu ülkede satılmamış bir yer kalmamış.  Kendilerine saltanat kurmuşlarla yanında olmaktan keyif alan şuursuz kimlikler. Doğalgaz, Petrol hikâyelerine inanmışlar.  Aslında bu sahteliğe kendileri de inanmadıkları bir gerçek. Onların tek derdi kapağı bir şekilde meclise atmak. Utanmazlık bu anlayışı görmezden gelip, kendini bir halt zannetmektir.

Utanmadan ‘Sultanizmi’ savunuyorlar. Millet yoksulluğun içinde kıvranırken. Vergiler altında paramparça edilmişken bu düzen yıkıcılar işbirliği içinde kendilerini milletin suratına baka, baka savunuyorlar.

Bağımsız gazeteciler gününde gazeteciler tutuklanıyor. Basın özgürlüğü sıralamasında 105 ülke arasında 97nci sırada olmak efendilerin umurunda değil. Polis, Bilecik Belediye Başkanını ‘Ters Kelepçe’ sözleriyle tehdit ediyor. AKP Milletvekili adayı Erdoğan’a oy vermeyenlerin ‘kulağını kopartırız’ diyor. Erdoğan ‘Biz Allahtan emir alıyoruz’ diyor. Çağdaş yaşamı. Bağımsızlığı özgürlüğü rafa kaldırmışlar, sultanizm kurmuşlar. Bunlar muhalefeti düşürme, Sultanizm kutsama derdine düşmüşler. Türkiye diye bir şey kalmadığı gün; kınayı tek başlarına değil, kendilerini projelendirenlerle, üç paraya finansa edenlerle birlikte mabatlarına yakacaklardır.

Bunlara hizmet için meydanlara çıkıyorlar…

Paramiliter kuruluş SADAT yıllarca Harp Okulu sınavlarında görev aldı. Başlarında Emekli general sakallı ortaçağ artığı soytarı vatan haini Adnan Tanrıverdi; ‘Yeni Anaysa’ yaptıklarını, Türk dilinin ‘Arapça’ olacağını açıkladı. Yıllarca Erdoğan’a baş danışmanlık yaptı. Hulusi Akar’ın tanımıyorum dediği bu ahlaksız paramiliter kuruluşa MSB’lığından yarım milyon liralık Deniz Kuvvetlerinden  ‘hedef yenileme’ ihalesi veriyor. Erdoğan bu kurumu da, başındaki soytarıyı da tanımadığını söylüyor. Bu kurum ‘Eğit Donat’  projesi ile Suriyeli terör örgütlerine eğitim verdiler. Bu ahlakı savunan anlayışın yanında olan sözde demokrat solcular. Satılık beyinler.

Bu ülkede siyaset çıkarın dibi. Siyaset içinde ‘Onur’ kelimesinin tanım ve tarifi yok. Onlar için siyaset ‘çıkar odaklı ikbaldir’. Onlar için siyaset halkın sırtında ‘saltanat’ sürmektir. Onlar için siyaset ülkeyi ‘bölmek ve satmaktır’. Siyaset böyledir. Halk bunları seçer. Bunlar bir yerlerden beslenir. Çünkü bunları ve bunların yalanları ile beslenen bu millet dünyadan bir haber yaşıyorsa, onların sınırsız ikbale ulaşmaları çok daha kolay olmaktadır…

Kirli ittifaklar ülkeyi aydınlığa çıkaracaksa, önce halk kendine gelmeli…

Bu tür kirli ittifaklar, talan, ölüm ve gasp düzeni, siyasallaşmış yargı ve iktidara bağlı işleyen hukuk sistemi tarafından bizzat korunmakta ve kollandığı artık alenen meydanda. Bu ittifakları var eden siyasi, iktisadi ve toplumsal düzen değişmeden Türkiye nefes alamaz... Bu ülke 80 yıldır değişmeyen giderek ağırlaşan bir sendrom içinde bugünlere geldi.   Bu hastalıktan kurtulmanın mutlak bir yolu var. Hukukun üstünlüğü. Yargının bağımsızlığı. Bu suçlular ittifakı ile mücadele etmek yaşam mücadelesidir. Çetelerin, tarikatların, soyguncuların, yağmacıların zorba iktidarına karşı mücadele etmek sadece geçmiş ve günümüzün değil geleceğimize sahip çıkmanın da gereğidir. Bu gerçeklerden uzak siyaset yapmak ülkenin içinin boşaltılmasını seyretmektir. İnce bugün bunu yapıyor…

Muhalefet, muhalefete Terörist diyor. Terör sevici diyor. Kendisi PKK sevicileriyle, Hizbullah’la aynı yatağa girenlerle yan yana durmakta sakınca görmüyor.

Erdoğan Başbakan sıfatıyla ABD'ye gitmiş, Yahudi Komitesi'nden cesaret ödülü almış, Katolik üniversitesi St. Johns'da cübbe giyerek, fahri doktora unvanı almış, bilahare Washington'a geçmiş, ABD başkanı Bush tarafından oval Ofis'te ağırlanmış, Türkiye'ye döner dönmez ‘ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ‘Diyarbakır yıldız olacak’ demişti. Ya sonra! ‘Ben Büyük Ortadoğu ve Afrika Projesinin Eş başkanlarından biriyim’… Demişti. Bunlar bu anlayışın kulpu ve maşası olmak için sıraya girmiş kimlikler. Yalan mı Muharrem İnce?

Bu milleti aptal yerine koyuyor. İnce’de Aksakal’da hikâye anlatıyor. ‘Zayıf ülke olmadığımız için mültecileri alıyoruz, almaya devam edeceğiz’… Diyen Erdoğan’ın yanında yer alan, onun paralarıyla dem vuran, bu adamlara ne derseniz deyin az bile.

Siz ahlaksızsınız. Sizler terbiyesizsiniz. Zira tüm pis ve kirli işlere ortak olmak için piyasaya çıkıp meydanlara döküldünüz. Her türlü kepazeliğe, hatta yaşanan onca hukuksuzluğa ortaksınız. Ayasofya'nın ibadete açıldığı gün; ‘Türkiye Cumhuriyeti sona erdi, İslam devleti kuracağız’ diye sevinç çığlıkları atan 12 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden; ‘Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah’la’ yan yansınız. Sizler İstanbul sözleşmesini kaldıran, kadınla erkek eşit değildir diyen, ‘kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksiniz’ diyenlerle. HÜDAPAR gibi, katil sürüsü teşkilatı olan Hizbullah terör örgütünün siyasi kanadıyla, Türkiye Cumhuriyetini yıkacağız, Anayasanın ilk 4 maddesini kaldıracağız, İstiklal marşını yasaklayacağız diyen terör faaliyeti içinde olanlarla ya beraber, ya ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Yalan mı? Onların elindeki kan sizin de elinize bulaştı. Öldürülen, işkence gören, tecavüz edilen çocukların ahı var. Sadece çocuklar mı? Anneler, genç kızlar. Pazar artıklarıyla beslenen insanlar. Tedavi olunabilir hastalıktan ölen insanlarımız. Bu yurdun insanları. Sizlerin ve sizler gibi düşünen çıkar uğruna kene-le-şen her kim olursanız olun… Siyasetiniz batsın…

İktidarın 21 yıllık koalisyon ortaklarının iç yüzü…

Hiç birinin mesleği bir becerisi yok. Marifetleri; çokeşlilik, sübyancılık, kullan paralık, oğlancılık gibi her dinin her insanın utanacağı, reddettiği skandal konularda şöhret sahibiler. Bu, ut ve hayasızlığa ses çıkartamayan ilahiyatçılar. Bu yapının içinden çıkan bir başka kişi bu kuruluşların yani, Cemaat ve tarikatlar bir erkekler haremidir. Üstelik bu hiç bir şey üretmeyen insanların istihbarat ağlarıyla kayırmacılıkla ihalelerle ülke kaynaklarını, devlet birimlerini ele geçirmekle menfaat şebekeleriyle ve sapık cinsellik, sapık evlilikler kapalı cemaat odalarında görüldüğü üzere sübyancılıkla iç içe olduğuna dair onlarca utanılacak vahim örnekler ortadayken. İktidarın koruması altında olduğu açıkça söyleniyor…  Tüm bu gerçeklerle yüzleşmek yerine, muhalefete muhalefetlik yapıyorsunuz. Utanmaz, yüzsüz ve arsızsınız.

Muhalefet olan halka ‘terörist. İşgalci, darbeci’ diyen hırsız yağmacı düzenin efendilerine hizmet etmek için yanlarında olacaksın, utanmadan, arlanmadan çamur atacaksın.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.