grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

YASA YOK. HUKUK YOK… COP VAR. TAZYİKLİ SU VAR. KELEPÇE VAR. CEZAEVİ VAR! KAFANA GÖRE TAKIL VAR!

Adamsendecilik borumbok bir iş! İster inanın. İster inanmayın. Bu bir sürükleniş halidir…

Yayın: 30 Temmuz 2023 - Pazar - Güncelleme: 30.07.2023 23:37:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

YASA YOK. HUKUK YOK… COP VAR. TAZYİKLİ SU VAR. KELEPÇE VAR. CEZAEVİ VAR!
KAFANA GÖRE TAKIL VAR!
Adamsendecilik borumbok bir iş! İster inanın. İster inanmayın. Bu bir sürükleniş halidir…
Dünya’nın bildiği ancak bizim bilemediğimiz, tıkanmış, iflas etmiş bir sistem gerçekliği ile yaşayıp
gidiyoruz. Bu sadece ekonomik bir kriz değil aynı zamanda siyasi bir kriz, sosyal bir kriz, ideolojik ve
ahlaki bir kriz yaşıyoruz… Bizlerin uyku hali sürdüğü sürece, onların uyutma programları ve
sürdürebilecekleri uyanıklık sürecektir. Bunun içindir ki; ‘Durun daha bu günler iyi günleriniz’ sözü
anlam bulmuştur.
Hukukun üstünlüğü yerine, istediğin yere git anlayışına evirildik. Ülkede hukuksuzluk hâkim
kılındı! Gücümüzü aşan etken ve dinamikler kadar kendi yetmezliklerimiz, hızla yayılan özgüven
yitimi ve ideolojik sapmalar. Dar görüşlülüklerimiz ve akıl almaz hatalar! Bugün bu ülkenin
görünürlük hali bu! Gerçekleri görmek yerine ‘Ben işime bakarım’ anlayışının toplumsal
sürükleniş hali! Bugün görünen odur ki; hâkim kılınmış bir toplum varlığıdır.
Tutunamayanlar! Önce onlar. Yani çıkar odaklı siyasette, ideolojik sapmaları sonucu olarak
Neoliberalizmin ideolojik yörüngesine girdiler. Çıkar odaklı kulvar değiştirmelere ‘değişim’ adıyla
gönüllü katıldılar. Bir Ortadoğu projesi olan bu değişim 80’li yıllarda öne sürüldü. Önce; Parlamenter
rejimi iflas etmiş gösterdiler. İnandırdılar. Tek adam biçiminin milliyetçilik safsatası altında siyaset
devşiren ümmetçi düşüncenin ürünü bir adamın desteği ve savunması ile öne çıkartıldı. 2000’lerde içi
dolduruldu ve yeniden öne sürüldü. Yersen dediler. Yiyenler çoğunluk oldu. Kusanlar vardı. İş işten
geçmişti. Birde evinde bavulla bekleyenler.
Benim düşüncem bu ki, aksini inkâr etmek mümkün değil. İktidarın ortakları! Yer Tanrılarının çakma
vatandaşları, parsel, parsel satılmış ülkenin değerlerini üç paraya satın almış olan Araplar. Din
safsatası altında kalmış milliyetsiz ahlak. Bu! Bu kadarda bile değil. Meclisteki iktidar müttefikleri!
Karakter ve çıkış yapılarının farkında mısınız? Sanmıyorum. Olsanız zaten bu varlığın amaçları hangi
noktada birleşiyor görmeniz çok daha berrak olurdu… Onların sadece ‘gerici’ karakter olmaları dahi
bir projenin ana sayfası gibi.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinin ortadan kaldırılması için öncelikli olarak, devrimlerin yıkılması
gerekir. En sağlam olanı ise ‘Laiklik’… Sonrası zaten kolay… Neden mi? Çok kolay. Millet dediğimiz
çoğunluk, ‘Neden’ sorusunu sormuyor.
Kemalizm’i bilmiyoruz. Demokrasi, kavramından bir haberiz. Bu çağda Sosyalizmi Komünistlik
olarak algılıyoruz. Ama eline bir kez Kuran’ı eline almamış, İncil’i, Tevrat’ı okumamış adamın
dindarlığından o kadar eminiz ki!
Halkın özelliği mafyaya inanır. Çünkü ondan korkar. Hırsıza inanır canından olacağını düşünür.
Dinciye ahlaksıza adaletsize, faşiste din tacirlerine inanır. Çünkü her türlü kepazelikten pay kapma
telaşındadır. Bir tek devrimcilere inanmaz ve güvenmez. Komünist olacağını düşünür.
‘Terbiyedir ki, bir milleti ya hür, müstakil, şanlı, âli bir heyeti içtimaiye halinde yaşatır, ya da bir
milleti esaret ve sefalete terk eder’. Mustafa Kemal Atatürk böyle buyurmuşlar…
İnsanoğlu hep kendine benzeyenin yanında durur.
Bu ülkede; Halk için bedel ödeyenler… Diğer yanda kendi saltanatlarını korumak için 415 adet cezaevi
yaptık diyenler! Var… Özgürlüğünü geri isteyen yok. Oysa her gün bir şekilde boğuluyoruz. Çoğunluk
farkında değil. Onların yeni Türkiye’si saltanat üzerine. Eski Türkiye’sini isteyen yok. Türkiye kabuk
değiştirmiyor… Türkiye, Türk’ün olmaktan çıkıyor. Ölüyor. Farkında olan yok. Millet, millet olma şiarını
yitiriyor farkında değil.
Monarşi ile yönetilen İran… 43 yıl önce halk ayaklanması ile devirdi… Şeriatı getirdi. Önce bu devrime
öncülük edenler, sokak lambalarında, vinç halatlarında asıldılar… Bugün İran’ın geldiği final ortada!
Her türlü namussuzluğun din kisvesi altında nasıl çiğnendiğini Türkiye hariç, tüm Dünya biliyor…
İnsanların kendi korkularını yenmek için yarattığı, Tanrı’nın kullarını kendi keyfine göre cennete ya da
cehenneme atarken, kulların iradeleriyle kutsadığı ve “yeryüzündeki gölgesi” ilan ettiği diğer yer
Tanrı’larının keyfi bir iktidar sürdürmeyi kendinde hak olarak görmesinin gerçeği, toplumsal kutsallığın
ilanı değil, cehalettin kutsallığıdır…
Aşağıda bir alıntı yazı. ‘Neden’ sorusu çok güçlü bir sorudur. Sormak yürek ister. Çünkü
‘Neden’ güçlü bilgiyi tecrübeyi birikimi ve geleceği sorgular…
‘Neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı?
Neden varlıklarımız satıldı?
Neden altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı?
Neden inanılmaz bir dış borç yaratıldı?
Neden Londra mahkemeleri yetkili kılındı?
Neden maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı,30 yıllık garantiler verildi hem de
enflasyona indeksli kur ile?
Neden Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor?

Neden T.C. tabelası kaldırıldı?
Neden sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu?
Neden bir demografik bozulma yaratıldı?
Neden devlet kurumları yok edildi?
Neden kuvvetler ayrılığı kaldırıldı?
Neden denge-denetleme mekanizmaları kaldırıldı?
Neden vergilerimizin akıbetinin hesabı verilmiyor?
Neden Milli Güvenlik Güçleri sistemi değiştirildi?
Neden askeri okullar ve askeri hastaneler kaldırıldı?
Neden bazı savunma sanayi kuruluşları satıldı ve üretim yapamaz hale getirildi?
Neden ülkenin telekomünikasyonu satıldı?
Neden eğitim sistemi laik sistem dışına çıkarıldı?
Neden orta ekonomik sınıf yok edildi?
Neden üniversitelerin kalitesi düşürüldü?
Neden sağlık sistemi kötü?
Neden anayasa hükümlerine uyulmuyor?
Neden uyuşturucu ve mafyanın merkezi olduk?
Neden bağlı olduğumuz AİHM kararları uygulanmıyor?
Neden tarikat ve cemaatler holdingleşip devlete yerleştirildi?
Neden ortak akıl devre dışı bırakıldı?
Neden yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz?
Neden üretim ekonomisinden vazgeçildi?
Neden kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı olduk?
Neden bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken (!) enerjide dışa bağımlılık arttı?
Neden yıllar öncesinden bir varlık fonu oluşturuldu ve sorgulanamaz kılındı? Yıllar öncesinden!
Neden Biden ile baş başa yapılan görüşmeye dış işleri bürokratları alınmadı ve arkasından sınırlarda
açık kapı politikası ile genç erkek Afgan, Pakistan ve diğerleri akın akın ülkeye girmeye başladı?
Tek cevap: Emperyalist BOP projesi işliyor’? Prof. Dr. Yavuz Kaya

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
01.08.2023 09:36
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.