Kervansaray’da kritik inceleme

Kırşehir’in can damarlarından biri olan Kervansaray Dağları, artık yalnızca doğasıyla değil, yerin altında kaybolan suyla da gündemde. Kızılırmak ile Seyfe Gölü havzaları arasında stratejik bir konuma sahip bu dağlık alanda yürütülen yoğun madencilik faaliyetleri, doğanın dengesini bozdu.

Binlerce sondajla delinmiş dağın kalbinden artık su yerine sessizlik yükseliyor. Şehir şebekesini besleyen kuyularda ciddi azalmalar yaşanırken, bölge halkı endişeli: “ Altın için çıktılar, suyumuzu götürdüler.”

Ses getiren bu gelişmelerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da harekete geçti. Bakanlık tarafından görevlendirilen uzman ekip, Kervansaray Dağları’nın eteklerinde yer alan Karacaören Köyü’nde bir dizi inceleme yaptı. Köydeki tarım kuyularında su seviyesi ölçümleri gerçekleştirilerek kayıt altına alındı. Bakanlık yetkilileri, bu çalışmanın maden faaliyetlerinin suya etkisini anlamaya yönelik daha büyük bir incelemenin ilk adımı olduğunu açıkladı.

Ancak ölçümden önce kuruyan umuda, bölge halkının tepkisi büyük. Karacaören’de uzun yıllardır meyvecilik yapan Ramazan Baran, yaşadığı değişimi şöyle özetliyor: “Eskiden kuyunun suyu 2-2,5 metreyi bulurdu. Bugün kovayla indiğimde dibe yakın bir yerde ancak 70 santim su kalmış. Çocuklarımızın içeceği, ağaçlarımızın can suyu tükeniyor. Toprağımızı, meyvemizi, gölgemizi altına değişmeyiz.”

Bakanlık ekiplerinin bölgeye önümüzdeki haftalarda yeniden geleceği ve su seviyesini ikinci kez ölçerek karşılaştırmalı analiz yapacağı bildirildi. Ancak Karacaörenli çiftçiye göre yapılması gereken belli: “Suyu kaybetmeden bu faaliyetin durdurulması şart.”

Kervansaray’ın suları çekilirken, yalnızca toprak değil, bir yaşam biçimi de kuraklaşıyor. Kırşehir’in kalbindeki bu dağ, altın değil, suyla hatırlanmak istiyor.