Siyasette Transfer mi, Değer Erozyonu mu?

Siyasette parti değiştirmek, sandıktan çıkmak kadar meşru bir tercih olabilir. Ama bu tercihin perde arkasında hangi nedenlerin yattığı, işin rengini tamamen değiştirir. Hele ki bu değişim, ideolojik uçurumları aşarak gerçekleşiyorsa,

Gündem Yayın: 13 Ağustos 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 13.08.2025 23:41:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
Google News

Güç mü, Değer mi?

Siyasette parti değiştirmek, kağıt üzerinde basit bir tercih gibi görünür. Ancak çoğu zaman bu karar, sadece siyasi çizgi değiştirmekten ibaret değildir. Kimi zaman ahlaki duruşun sorgulanmasına, kimi zaman da kişisel çıkarların sorgusuz sualsiz öncelenmesine yol açar.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı, kamuoyunda “Topuklu Efe” olarak tanınan Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa ederek AK Parti’ye katılması, sadece Aydın’da değil, tüm Türkiye’de tartışma yarattı. Bu geçiş, siyasi dengeleri değiştirmekten öte, “hangi değerler uğruna” sorusunu gündeme taşıdı.

İddialar Ağır, Sorular Ortada

Kamuoyuna yansıyan iddialar, bu geçişin yalnızca “hizmet anlayışında farklılık” ya da “yeni bir vizyon” ile açıklanamayacağını gösteriyor. Kulislerde, baskıdan, şantajdan, hatta siyasi pazarlıklardan söz ediliyor. Bu iddiaların doğruluğu henüz yargı kararıyla ispatlanmış değil; ancak ortada cevaplanmamış sorular var.
Halk şunu soruyor: Eğer tüm geçmişiniz tertemizse, hangi gerekçeyle böylesine keskin bir dönüş yaptınız? Unutmayalım ki, temiz geçmişe sahip olanın korkusu da olmaz.

İdeolojik U Dönüşü

Sosyal demokrat bir partiden seçilip, ideolojik olarak taban tabana zıt bir siyasi yapıya geçmek, siyasette “pragmatizm” olarak yorumlanabilir. Ancak bu kadar sert dönüşler, seçmen nezdinde güven kaybına yol açar.
Seçmen, oy verdiği ismin, kendi siyasi inancı ve iradesiyle çelişen bir partiye geçmesini çoğu zaman ihanete yakın bir tavır olarak görür. Çünkü verilen oy, sadece kişiye değil, o kişinin temsil ettiği ideolojiye ve değerlere de verilir.

Halkın İradesi mi, Siyasi Pazarlık mı?

Bu tür transferlerde asıl sorun, seçmenin iradesinin ne kadar dikkate alındığıdır. Halkın desteğiyle seçilen bir isim, aldığı oyu bir başka siyasi partiye taşırken, seçmeninden yetki almış sayılmaz. Bu durum, demokrasi kültüründe ciddi bir güven sorunu doğurur.
Geçmişte de çok sayıda belediye başkanı ve meclis üyesi bu yoldan geçti. Çoğu zaman bu geçişler, ne hizmete ne de halka fayda sağladı; aksine siyasi kutuplaşmayı derinleştirdi.

Güven, Koltuktan Değerlidir

Türkiye siyasetinde koltuklar değişir, güç dengeleri sürekli oynar. Ancak halkın güveni bir kez kayboldu mu, geri kazanmak kolay değildir. Şeffaflık, hesap verilebilirlik ve açık bir şekilde “neden” sorusuna cevap vermek, hem ahlaki hem de siyasi bir zorunluluktur.
Bugün yapılan transferler, koltuğu korumaya yetebilir ama itibarı korumaz. İtibar, siyasetçinin en büyük sermayesidir ve bir kez yitirilirse hiçbir güç onu geri getiremez.

Son Söz

Siyasette asıl mesele, hangi partide olduğunuzdan çok, hangi değerleri savunduğunuzdur. Güç değişir, makam değişir, rozet değişir… Ama değerleriniz değişiyorsa, işte o zaman siyasetin en önemli sermayesini kaybedersiniz: Halkın güvenini.

"Utanma duygusu taşımayan, onursuz, omurgasız insanlarla yapılan siyasetin halka hiçbir faydası olmaz. Düne kadar karşısında 'mücadele' ettiği partiye topuklaya topuklaya kaçanlarla yürünecek bir yol da bulunmaz. Sadece çıkar peşinde koşan herkes siyasetten silinmeli"Siyasette koltuğu kaybetmek telafi edilebilir; ama güveni kaybeden, halkın gözünde çoktan siyaseten iflas etmiştir.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.