Treni kaçıran freni patlak.!
AKP’ye geçen belediye başkanları, heba edilen fırsatlar, boşa harcanan enerji… CHP, aynaya bakmazsa yakında tabelasını değiştirir.

CHP’ye bakıyorum… Sanki kendi tarihini hiç yaşamamış gibi. Oysa ayrılıklar ve parti kurma hikâyeleri müze kursa yetmez.
-
Ertuğrul Günay: CHP genel sekreterliğinden, AKP Kültür ve Turizm Bakanlığı’na “yolculuk”.
-
Muharrem İnce: Genel başkan yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı adaylığı… Sonra ayrılık, parti kurma, geri dönüş… Bir “politik boomerang” hikâyesi.
-
Yaşar Nuri Öztürk: Ayrıldı, parti kurdu.
-
Emine Ülker Tarhan: Ayrıldı, Anadolu Partisi’ni kurdu.
-
Bülent Ecevit: Ayrıldı, DSP’yi kurdu, iktidar oldu.
Liste uzun… Ama asıl soru kısa: “75 yıldır neden tek başına iktidar olamıyoruz?”
Bunu sormak yerine, 19 Mart’tan beri bütün enerjiyi İmamoğlu’na harcayıp, ülkenin sorunlarını halka anlatmayı es geçersen, tabii ki elindeki kitleyi de imkânı da kaybedersin.
2017’de ülke başkanlık sistemine geçti. Şimdi kalkıp “demokrasi, hak, hukuk, adalet” diyorsunuz… Güzel de, AKP üç yıl sonra bu tek adam yönetimini size mi bırakacak? Yoksa “buyurun, emaneti teslim alıp tek adamlığı demokrat yapın” mı diyecek?
Üstelik CHP’den AKP’ye geçen 6 belediye başkanı, 2 İYİ Partili ve 1 bağımsız başkan, AKP’nin 24. doğum günü pastasında mum niyetine kullanıldı.
Tren kaçtı, kuş uçtu… Geriye kaldı mı? Kendi kendinizle kavga.
Son söz: CHP, önce aynaya bakmalı… Yoksa yakında “AKCHP” tabelasını takarken bulur kendini.