Ahrazım Diyordu, Dili Çözüldü!

Barıṣ ve Çözüm Önerisi

Devlet Bahçeli Ahrazım diyordu, Dili Çözüldü!
Bahçeli'nin önerisi gündem oldu. Ben de bir sistem önerisi sunuyorum: Vicdanı vergilendirme modeli.
Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Alevi, biri Kürt" dedi.
--- E ne oldu şimdi?
Hani “ahrazım”, “dilsizim”, “sağırım” diyordu?
-- Demek ki suskunluk bilinçliymiş. “Gram gram konuşurum” sözü de şimdi yerine oturdu. Dili çözülen Bahçeli, yıllar sonra kimlik temsiline dair bir çıkış yaptı. Alevi Kürt Cumhurbaṣkanı yardımcısı diyerek Anayasanın 66. Maddesini ihlal etti.

**
Ben de esprili bir öneriyle devam edeyim:
Cumhurbaşkanlığı danışmanları arasına biri sağır, biri dilsiz, biri de görme engelli atansın.
Saz ekibi tamam.
Böylece bürokrasi içindeki "duymama, görmeme, konuşmama" hali resmileşmiş olur.
**
İşin Mizahı Bitti, Şimdi Ciddiyet Zamanı
Bu vesileyle, toplumun gerçekten huzur içinde yaşayabileceği bir öneri sunmak istiyorum:
İnanç ve İbadet Vergisi.
*
Ama bu vergi:
Zorunlu bir vergi değil, isteğe bağlı.

Vatandaṣın gelirden değil, gelir vergisinin oranı üzerinden hesaplanacak.
Ör. Verecek olursak 30.000 TL maaṣ alan bir iṣçiden 6.000.- TL gelir vergisi kesliyorsa eğer yüzde %10 inanc ve ibadet vergisinin matrahı 6.000×10%=600.-TL inanç ve ibadet vergisi 
6.000-600 = 5.400.- TL  Maliyenin kasasından 600 TL Millieğitim Kültür ve Diyanete İṣlerinin kasasına devredilecek. Toplanan vergi transferi Camiilerin ve Cemevlerinin Kilisenin giderleri için kullanılacak ve   sosyal hizmetlere kaynak sağlanacak. Ör. Hastane Kreṣ yaṣlılar yurdu gibi yerler için adaletli bir ṣekilde kaynak oluṣturulacak.  

İşveren, sadece aylık bordrolarda teknik uygulamayı üstlenecek. Maliyeye bildirecek. 

Vergi Matrah: Bireyin gelir vergisi miktarından hesap edilecegi için vatandaṣa ek bir vergi yüklenmemiṣ olacak. 
-- İnanç ve İbadet vergisi kesintisi, çalışanın yazılı onayıyla iș akti ile yapılacak.
-- Böylece kimse kimseye dini ya da mezhebi üzerinden laf söyleyemez. Herkes isterse ödettirir, istemezse eğer ödetmez. Ne din sömürüsü kalır, ne vicdanlar yara alır.
*
İnanç ve İbadet vergisi ne fayda sağlar?
İnanç ve kimlik üzerinden siyaset zayıflar.
--- Devlet, tarafsız ve adil bir noktada durur devlete olan güven artar. 
--- Birey, inancına ve aidiyetine sahip çıkar ama başkasına karışmaz.
--- Toplumda huzur, vicdan özgürlüğü ve ekonomik barış gelişir.
*
Ben bu modeli Alman vergi hukuku uzmanı olarak detaylı şekilde anlatmaya hazırım.
Yeter ki gerçekten barış istensin. Avupa bazı devletlerinde  ve İskandinav ülkelerinde bu sistem sorunsuz iṣliyor. Kimse kimsenin din-mezhebini kimligini yargılayıp sorgulamıyor. 
**
Son Söz:
Gelin Cumhurbaṣkanı'nı  temsil meselesini tribünlere değil, sisteme taşıyalım.
Sembollerle değil, çözümlerle ilerleyelim.
Kimse kimseyi kandırmasın; artık duyan, gören ve konuşan bir devlet istiyoruz.
Hem mizahımızı yaparız, hem modelimizi sunarız.
Yeter ki niyet samimi olsun.

Hoṣça ve dostça kalın Kıymetli yorumlarınızı bekleriz.
Necati Aydın