5 bin yıllık tarım hafızası kimyasallarla yok edilmek isteniyor.

TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, Kırşehir'de yürütülen madencilik faaliyetleri ve bu faaliyetlerin Seyfe Gölü ile Kervansaray Dağları üzerindeki etkilerini yerinde incelemek amacıyla Kırşehir'e geldi. Ziyaret kapsamında köylerdeki vatandaşları dinleyen Özer, daha sonra Seyfe Gölü Tabiat Koruma Alanı’nda gözlemlerde bulundu.

Burada bir açıklama yapan Özer, Seyfe Gölü’nün 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi kapsamına alınmış uluslararası koruma alanı olduğuna dikkat çekerek, “Burası kuşların göç yolları üzerindeki en önemli konaklama noktalarından biri. Sultan Sazlığı ve Tuz Gölü ile birlikte kritik bir kavşak işlevi görüyor. Türkiye'nin Avrupa-Afrika ve Asya-Afrika göç yolları üzerinde bulunması, Seyfe Gölü’nün ekolojik önemini daha da artırıyor,” ifadelerini kullandı.

Özer, bölgedeki kuraklık ve ekolojik hassasiyetlere de dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu bölge, Türkiye'nin en az yağış alan bölgelerinden birisi. Havzayı besleyen Kervansaray Dağları doğal bir yaşam döngüsüyle köylerle iç içe geçmiş durumda. Ancak ne yazık ki, bu alanlarda çok sayıda maden ruhsatı verilmiş durumda. Kırşehir’deki ziyaretimizde bu alanların bir kısmını yerinde gördük. Bunlardan biri de yakın zamanda İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) gündemine gelecek bir proje. Bu proje sadece doğayı değil, aynı zamanda Kırşehir’in içme suyunu, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini de ciddi şekilde tehdit ediyor.”

Madencilik faaliyetlerinin çok hızlı biçimde ilerlediğini belirten Özer, “Yüzlerce sondaj açılmış durumda. Bu kabul edilebilir bir durum değil,” diyerek süreci eleştirdi.

Açıklamalarında bölgenin tarihsel değerine de vurgu yapan Özer, şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye, adeta madencilikle derisi yüzülüyor. Bu topraklarda 5 bin – 7 bin yıldır tarım yapılıyor. Höyükler, tümülüsler bu kadim kültürün sessiz tanıkları. Bu coğrafya yüzyıllar boyunca sayısız uygarlığa ev sahipliği yaptı. Milyonlarca insan burada yaşam kurdu, beslendi, yurt edindi. Şimdi tüm bu hafıza, bir kerelik kimyasal madencilik gelirleri uğruna yok edilmek isteniyor. Burası uluslararası anlamda tanınan, eşsiz bir bölge. Bu alanları korumak, hepimizin sorumluluğu.”