“71 yıl geçti ama zihniyet değişmedi”

Saadet Partisi 20. Dönem Milletvekili Cafer Güneş, 20 Temmuz 1954’te Kırşehir’in ilçe yapılmasının siyasi intikam olduğunu söyleyerek, “71 yıl geçti ama zihniyet değişmedi” dedi. Güneş, hukukun üstünlüğünün her dönemde tehdit altında olduğunu vurguladı.

Yaşam Yayın: 25 Temmuz 2025 - Cuma - Güncelleme: 25.07.2025 01:01:00
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

Saadet Partisi 20. Dönem Milletvekili Cafer Güneş, 20 Temmuz vesilesiyle yaptığı basın toplantısında, Türkiye gündeminin yoğunluğuna değinirken, Kırşehir’in 1954 yılında Adnan Menderes hükümeti tarafından ilçe yapılmasını sert ifadelerle eleştirdi. Güneş, bu kararın siyasi bir cezalandırma olduğunu vurgulayarak hukukun üstünlüğüne dikkat çekti.

İşte Cafer Güneş’in açıklamalarının tamamı:

"Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Değerli arkadaşlar, gündem Türkiye gibi ülkelerde ve Türkiye'de oldukça yoğun. Bu yoğunluk arasında bütün gündemi değerlendirmek de mümkün değil.

Mesela atanamayan öğretmenler, emekliler, çiftçiler, esnafların durumu, ahlak ve maneviyat, uyuşturucu, açılım politikası, terör meselesi gibi o kadar çok meselemiz var ki Bunların içerisine dış politikayı da dahil edecek olursak ki başında Gazze gelir .Bunların hepsini anlatmak mümkün değil. Kaldı ki bir kısmını başka arkadaşlar basın toplantısı veya televizyonlar aracılığıyla anlatıyorlar, bir kısmını da milletvekillerimiz Meclis kürsüsünden yiğitçe dile getiriyorlar. Ben bugün biraz konunun dışına çıkacağım.

20 Temmuz’da üç tane olay yaşanmış. Tarihsel üç olay… Ben bu olaylara Milli Görüş penceresinden bakarak basın toplantımı bu şekilde neticelendirmiş olacağım. Bu üç 20 Temmuz’dan bir tanesi, 71 yıl evvel siyasi mülahazalarla Kırşehir'in ilçe yapılıp başka bir ilçeyi il yapıp oraya bağlanması. Bunu işleyeceğim. Üzerinden 71 yıl geçmiş ama 20 Temmuz tarihli.

İkinci işleyeceğim konu ise üzerinden 51 yıl geçmiş: Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz'da yapılmış. Üçüncüsü ise 2001 yılında siyasete başlamış olan Saadet Partisi. Saadet Partisi 2001 yılında mı başlamış, daha önce mi başlamış? Bu üç 20 Temmuz’u bugün sizlerle birlikte değerlendirmiş olacağız.

Değerli arkadaşlar, değerli dinleyenlerim… 20 Temmuz 1954’te Kırşehir ilçe yapılmış. Kırşehir ilçe yapılmadan önce de 1950’de bir seçim yapılmış. Seçim şekline göre o gün Kırşehir’in kendi öz evladı olan Osman Bölükbaşı’nın partisi 5 milletvekilinin beşini de almış.

Bu 5 milletvekilinin tamamını almasına rağmen ve Türkiye’de 400’ün üzerinde milletvekili çıkaran o günkü iktidar, Kırşehir gibi birkaç vilayeti kendine hedef seçmiş. Ve Kırşehir’i 1954 yılında, 20 Temmuz’da Bakanlar Kurulu kararıyla ilçe yapmış. Sanki sonuna ünlem koyarak söylüyorum: Cezalandırılmış.

5 milletvekili çıkaran, etrafındaki illere göre kalkınmış, arazisi düzgün, tarımı gayet güzel, insanlarının büyük kısmı yurt dışında olduğu için yurt içine muazzam yatırımlar yapan Kırşehir ilimiz, ilçe olduktan sonra nüfus kaybetmiş. Şu anda 2 milletvekiline düşmüş."

"Burada Kırşehir’i örnek vererek anlattığım mesele üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen zihniyet aynen bugün de devam ediyor. Mesela bir belediye başkanı müracaat ediyor 'aday olacağım' diye. Aday olabilirsin diyorlar. Aynı belediye başkanı seçimi kazanıyor, Büyükşehir Belediye Başkanı oluyor. Belediye başkanlığını yaparken siyasi mülahazalarla kayyum atanıyor.

Kayyum atanan bu belediye başkanına yurt dışına çıkış yasağı konuyor.

Bakın çarpıklığa ki aynı kişiyi 'barış elçisi' gibi karşı taraftaki grubun içerisine dahil ediyorlar, övgüler diziyorlar ve devletle terörden iltisaklı diye yasakladıkları belediye başkanıyla – masaya oturabiliyorlar. Arkasından da yurt dışı çıkış yasağı olan bu şahsın bir gecede yurt dışına çıkış yasağını kaldırıyorlar.

Şimdi dinleyenlerime, halkıma, basın aracılığıyla buradan soruyorum:

1954 yılında Kırşehir’i ilçe yapmakla şahsınızda hükümet nezdinde nasıl ki devlete kaybettirdiyseniz, güveni yitirdiyseniz, adaleti tırpanladıysanız, hukuku çiğnediyseniz; 71 yıl sonra benim verdiğim bir örneğin yanında yüzlerce örnek sayılabilir.

Yine hukuk çiğneniyor, yine adalet rafa kaldırılıyor, yine keyfilik var, huzur kalmıyor, güven kalmıyor, istikrar bozuluyor. İstikrar bozulduktan sonra da nüfusumuz hızla geleceğe güven olmadığı için aşağıya düşüyor.

Bunun ceremesini sizin keyfiniz için tüm Türkiye çekmiş oluyor.

Israrla söylüyoruz: Hukukun üstünlüğünü kendi gücünüzün üstünlüğüne tercih etmeyin, değiştirmeyin lütfen. O günkü yapılan bu elim olaydan ders çıkartın.

Bir daha bunların yapılmaması için gelecek nesillere öğütler vermeniz gerekirken daha beterini, daha hızlısını sizler yapıyorsunuz.

Onun için ben 1995 yılında Kırşehir Milletvekili adayıydım. Erbakan Hocamız Genel Başkanımızdı , Allah rahmet eylesin. Kırşehir’e geldiğinde bana ‘Birinci sıra adayısın, iki dakika üç dakika bir konuşma yap’ demişti.

O iki dakikalık konuşmamda da şunu söylemiştim ben:

Muhterem Hocam, 25 Aralık’ta seçim var. Eminiz ki 26 Aralık’ta başbakan olacaksınız. Kırşehir geçmişte haklarını çok kaybeden, mağdur olan, il olma statüsü elinden alınan, tekrar il hakkı verildikten sonra ilçeleri başka yere dağılan, hâlâ Kırşehir’e ilçe olmak için yanıp tutuşan ilçeleri var.

Bunların hesabını devlet olarak sizden, Kırşehir Milletvekili olarak bunları isteyeceğiz hocam, bilginiz olsun diye kürsüden söylediğimde binlerce mitinge katılan insan elleri patlarcasına alkışlamıştı.

"Çünkü mağduriyet çok kötü bir şey.Bu vesileyle mağdurlar oluşturmamak şartıyla, hakkı hukuku gözeterek ülkeyi idare etmelerini ve bir daha bizlere 20 Temmuz şahsında başka 20 Temmuz’lar yaşatmamalarını şu andaki idarecilerden de, bundan sonra gelecek idarecilerden de hasreten rica ediyoruz."

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.